MAKALELERİ
Uluslararası – Ulusal

19. Yüzyılda Osmanlı Toplumunda Yezidî Aşiretler
Özet
Yezidîler, Anadolu, İran, Rusya ve Ortadoğu’nun farklı coğrafyalarında kendi varlıklarını yüzyıllar boyu devam ettirmişlerdir. Bu araştırmada 19. Yüzyılda Osmanlı toplumunda Yezidî aşiretler, bu aşiretlerin inançları, yaşadıkları yerler, çıkardıkları ayaklanmalar, Rusya topraklarındaki Yezidîlerin Osmanlı sınırlarını ihlalleri, Osmanlı’nın Yezidîleri İslamlaştırma politikası gibi konular üzerinde durulacaktır. Bu çalışmada 19. Yüzyılı kapsayan Osmanlı arşiv belgeleri, şer‘iyye sicilleri ve araştırma-inceleme eserlerdeki Yezidî aşiretler, bu aşiretlerin nüfusları, yaşadıkları yerler, devlet ve çevre aşiretlerle olan ilişkilerle ilgili bölümler tespit edilmiş, bu bölümler dikkatli bir şekilde çözümlendikten sonra analiz edilerek bilim dünyasının hizmetine sunulmuştur.

Konargöçer Aşiretlerin Urfa, Mardin ve Rakka Arasına İskânı (17. ve 19. Yüzyıllar)
Özet
Bu makalede Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’ndeki belgeler ışığında Urfa ile Rakka arasına iskân edilen aşiretler tespit edilmeye çalışılmıştır. Makale ağırlıklı olarak 17. ve 19. yüzyıllar arasındaki dönemi kapsamaktadır. Makalede birçok arşiv belgesi transkripsiyon edilerek araştırmaya aktarılmıştır. Arşiv belgelerindeki bilgiler doğrultusunda tablolar oluşturulmuştur. Bu tablolarda aşiretlerin isimleri, nereden geldikleri, nereye yerleştirildikleri, hane sayıları belirtilmiştir. Ayrıca aşiretlerin yerleştirildiği bölgeler renkli haritalar çizilerek somut bir şekilde gösterilmeye çalışılmıştır. Araştırmada konargöçer aşiretlerin Urfa ve Rakka arasında iskân edildikleri köyler, iskân hareketlerinin ekonomik, askeri, idari nedenleri, doğal afetler ve çevresel faktörlerin iskânlara etkileri, aşiretlerin eşkıyalık hareketleri, Urfa ve Rakka arasına gerçekleştirilen iskânlar, bu iskânların kalıcı olması için alınan teşvik edici ve zorlayıcı tedbirler hakkında bilgilere yer verilmektedir.

Halep Vilayetinde Kayıt Altına Alınan Aşiretler (1909)
Özet
Bu makalenin temel amacı 1909 yılında Halep vilayeti dâhilinde yaşamış olan aşiretleri tespit etmek, bu aşiretlerin hane ve nüfus sayıları hakkında bilgi vermektir. Bu amaç çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’ndeki vesikalar taranmış ve konu ile ilgili olanlar araştırmaya aktarılmıştır. Çalışmada arşiv belgeleri dışında araştırma ve inceleme eserlerden de faydalanılmıştır. Çalışma dört ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde araştırmanın ana muhtevası, yöntemi, problematiği ve önemi üzerinde durulmaktadır. İkinci bölümde Halep vilayetinin konumu, nüfusu ve
idari yapısına değinildikten sonra aşiretlerin genel durumu hakkında bilgiler verilmektedir. Üçüncü bölümde 1909 yılında Halep vilayeti dâhilinde tespit edilen aşiretler, hane sayıları ve nüfusları açıklanmaktadır. Sonuç bölümünde ise araştırma sonucunda tespit edilen bulgular ve elde edilen sayısal veriler değerlendirilmektedir.

19. Yüzyılda Osmanlı Toplumunda Aşiretler ve Hukuk: Urfa Örneği
Özet
Aşiretler, kendi aralarında asayiş ve düzeni sağlamak, konargöçer hayatta karşılaştıkları sorunların üstesinden gelmek, diğer aşiretlerle ve devletle olan ilişkilerini düzenlemek gayesiyle genellikle şer’i hukuka ve merkezi idarenin koyduğu yazılı kanunlara ters düşmeden bazı sözlü kurallar benimsemişlerdir. Töre olarak da adlandırılan bu sözlü kurallar kaynağını aşiretlerin örf ve adetlerinden almaktadır. Töreler idari, ekonomik, hukuki ve sosyal alanlarda birçok düzenlemeyi kapsamaktadır. Bu araştırmada 19. yüzyılda Urfa sancağındaki aşiretlerin evlenme, boşanma, miras, borç, yağma ve gasp gibi konularda uyguladığı sözlü ve yazılı kurallar üzerinde durulacaktır. Araştırmada Osmanlı arşiv belgeleri, şer‘iyye sicilleri, salnameler ve araştırma-inceleme eserlerde aşiretlerin gelenek ve görenekleriyle ilgili bölümler tespit edilmiş, bu bölümler dikkatli bir şekilde çözümlendikten sonra analiz edilerek bilim dünyasının hizmetine sunulmuştur.

19.YY’da Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Aşiret Güçleri: Hamidiye Alayları
Özet
Bu makalede, 1890 yılında temelleri atılan ve 1891 yılında da Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde on üç aşiretin katımlıyla kurulan Hamidiye Hafif Süvari Alaylarına değinilmektedir. Bu konu ile ilgili daha önce bazı tez çalışmaları ve makaleler yazılmış olsa da yapılan bu çalışmalarda önemli bazı arşiv belgelerinin kullanılmadığı tespit edilmiştir. Araştırmada ele alınan konular bölümler halinde açıklanmaktadır. Makalenin giriş bölümünde Hamidiye Hafif Süvari Alaylarının kurulma nedenlerine kısaca değinilmektedir. Birinci bölümünde 1891 yılında yapılan düzenlemeler ve sonrasında meydana gelen gelişmeler hakkında bilgilere yer verilmektedir. Ayrıca Erzurum, Van, Diyarbakır, Bitlis, Musul ve Sivas’ta Hamidiye Hafif Süvari Alaylarına dâhil olan aşiretlerin nüfusları, nerelerde yaşadıkları ve kaç alay teşkil ettikleri arşiv belgeleri ışığında belirtilmektedir. İkinci bölümde ise 1896 yılında yapılan Hamidiye Alayı düzenlemesi ve sonrasındaki gelişmelere değinilmektedir. Bu araştırmada Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşiv Belgeleri, araştırma-inceleme eserler, tez ve makalelerden yararlanılmıştır.

Geçmişten Günümüze Beydili Aşireti
Özet
Araştırmanın amacı, 24 Oğuz boyuna mensup olan Beydili Aşireti’nin XXI. Yüzyılda Anadolu’da yaşadığı yerleri tespit etmek ve sosyokültürel yapıları hakkında özgün bilgiler sunmaktır. Araştırmanın giriş bölümünde Beydililerin tarihi süreç içerisinde takip ettikleri göç güzergâhları, Beydili kelimesinin anlamı, Beydililerin tabi tutuldukları iskânlar ve bu iskânların nedenleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise yapılan saha araştırması sonucu 21. yüzyılda Anadolu’da Beydililerin yaşadığı 97 köy ve bu köylerin hangi illere bağlı olduğu tespit edilmiştir. Üçüncü bölümde ise Anadolu’da yirmi ilde tespit edilen yüze yakın Beydili köyünün ekonomik yapısına, evlilik geleneklerine ve yemek kültürlerine değinilmiştir. Ayrıca 21. yüzyılda Beydili Aşireti’ne mensup olan yöneticilerin kimler olduğu ve hangi görevleri icra ettikleri üzerinde durulmuştur. Bu saha araştırmasına Adıyaman, Ağrı, Ankara, Çorum, Denizli, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Gümüşhane, Iğdır, Isparta, Karabük, Karaman, Kars, Mardin, Mersin, Samsun, Sivas, Şanlıurfa ve Yozgat gibi illerde yaşayan Beydili Aşireti’ne mensup kişilerin kendi geçmişleri, gelenekleri ve ekonomik yapıları hakkında anlattığı söylemler konmuştur. Ayrıca bu araştırmada, verilen bilgiler Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden alınan belgelerle de desteklenmiştir.

20. Yüzyılda Ceylanpınar Çiftliği
Özet
Bu makalede Ceylanpınar Çiftliği’nin 20. yüzyıldaki durumu arşiv belgeleri ve araştırma-inceleme eserler ışığında ele alınmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Cumhuriyet Arşivi’nde bulunan belgeler incelenmiş ve konu ile ilgili olanlar araştırmaya aktarılmıştır. Araştırmada ele alınan konular bölümler halinde açıklanmıştır. Makalenin giriş bölümünde yeni kurulan Türk Devleti’nin ekonomik bağımsızlığını sağlamak amacıyla attığı adımlar, tarım ve hayvancılığı geliştirmek için kurduğu kurumlar hakkında bilgilere yer verilmiştir. Birinci bölümde Ceylanpınar’ın belediye ve ilçe olması üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise Ceylanpınar Çiftliği’nin ne zaman kurulduğuna, çiftliğe “Ceylanpınar” adının niçin ve hangi tarihte verildiğine, 20. yüzyılda çiftlikte yapılan tarım ve hayvancılık faaliyetlerine, çiftlik içinde haberleşme sorununun çözülmesine, Ceylanpınar’da içme ve sulama suyu sorununun çözülmesine, nesli tükenmekte olan ceylanların koruma altına alınmasına ve çiftliğe yerleştirilen mültecilerin hangi imkânlarla yerleştirildiğine değinilmiştir.

Cumhuriyet Döneminde Yalova’daki Baltacı Çİftliği (1930-1950)
Özet
Bu araştırmanın konusu Cumhuriyet döneminde Atatürk çiftlikleri arasında yer alan Yalova’daki Baltacı Çiftliği’dir. Araştırma iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Yalova’nın konumu ve tarihi hakkında bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde ise Baltacı Çiftliği’nin konumu, tarihi, kuruluşu, Mustafa Kemal Atatürk’ün çiftliği ziyareti, çiftlik arazisinin topraksız çiftçiye dağıtılması, Baltacı Çiftliği de dâhil tüm Atatürk çiftliklerinin hazineye devri, çiftlikteki tarım ve hayvancılık faaliyetleri, çiftlikte imal edilen süt, yoğurt, tereyağı gibi ürünlerin halka uygun fiyatlarla satılması, çiftliğin Yalova ve İstanbul’daki satış mağazaları, çiftlik arazisi üzerinde yol, iskele, otel, konserve fabrikasının yapılması, çiftliğin teknik ve mali olarak belli aralıklarla denetlenmesi gibi konular üzerinde durulmaktadır. Araştırmada Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi’ndeki belgeler, 1930-1950 yılları arasındaki gazete haberleriyle çok sayıda araştırma ve inceleme eserden istifade edilmiştir.

Osmanlı Devleti Döneminde Rasülayn Çiftliğindeki Tarım ve Hayvancılık Faaliyetleri (19. Yüzyıl)
Özet
Osmanlı Devleti’nde tarım ve hayvancılık toplumsal hayatı ve ekonomik yapıyı şekillendiren ana unsurlardan biridir. Devlet, farklı konum ve rütbelerdeki memurlara gerçekleştirdikleri hizmetler karşılığında maaş niteliğinde topraklar tahsis etmiştir. Bu durum, devleti hem maaş ödeme gibi büyük bir mali yükümlülükten kurtarmış hem de boş toprakların üretime açılmasını sağlamıştır. Üretime açılan topraklar üzerinde birçok tarım ve hayvancılık faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada Rasülayn Çiftliği’ndeki tarım, meyvecilik ve hayvancılık faaliyetleri üzerinde durulacaktır. Ayrıca çiftlikte tarım alanındaki modernleşme çalışmaları, tohum miktarları, çiftlikte yer alan Maşuk arazisine ait demirbaş listesi, Rasülayn Çiftliği’nde ipek böceği yetiştiriciliği ve Sur kasabasındaki susuzluk sorununun çiftlik arazisinden geçen akarsu aracılığıyla çözülmesi gibi konular hakkında bilgiler verilecektir. Araştırmada, Osmanlı arşiv belgelerinde yer alan bilgi ve veriler transkripsiyon edildikten sonra içeriğine göre sınıflandırılmış ve yorumlanarak araştırmaya dâhil edilmiştir.

Osmanlı Arşivinde Urfa Tarihi ile İlgili Kaynaklar
Özet
Bu çalışmanın temel amacı, Güneydoğu Anadolu’da yer alan Urfa şehri ile ilgili Osmanlı dönemindeki arşiv belgelerini tespit etmek, sınıflandırmak ve bu belgeleri bölümler halinde değerlendirmektir. Bu amaç doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde elektronik ortama aktarılan belgeler incelenmiş ve Urfa tarihi ile ilgili olanlar tespit edilerek çalışmaya aktarılmıştır. Bölümler halinde açıklanmış olan bu belgelerde Urfa’nın idari, sosyal, kültürel, askeri, dini ve ekonomik yapısı hakkında birçok önemli bilgi yer almaktadır. Çalışmanın diğer bir amacı da Urfa kent tarihi araştırmalarında yararlanılabilecek birincil elden kaynakları tespit etmek ve bu kaynakları araştırmacıların bilgisine sunmaktır. Çalışmanın başında Urfa ile ilgili kitap ve tez çalışmalarına kısaca değinilmiş ve daha sonra Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde Urfa ile ilgili kaynaklar bölümler halinde açıklanmıştır.

Osmanlı Devleti’nde Vakıf-Toplum İlişkileri ve Aşiretler
Özet
Bu makalede vakıfların ortaya çıkışı, tarihsel gelişimi, İslam hukukunda ve Osmanlı Devleti’nde vakıfların yeri, aşiret mensuplarının kurduğu vakıflar, aşiretlerin bağlı oldukları vakıflar, vakıf arazilerinin işletme hakkının aşiretlere verilmesi ve aşiretlerin vakıf mallarına verdikleri zararlar hakkında bilgilere yer verilmiştir.
Kuruldukları yerlerde eğitim, bayındırlık, şehircilik ve dini faaliyetlerin idare edilmesinde temel faktör olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Osmanlı ülkesinde vakıflar vasıtasıyla birçok mescit, camii, kütüphane, medrese, hastane, imarethane, misafirhane, han, hamam, sebil, çeşme, mezarlık, suyolu ve yol inşa edilerek insanların hizmetine sunulmuştur. Osmanlı Devleti’nde ve diğer Türk-İslam devletlerinde vakıflar sadece insanların ihtiyaçları için kurulmamış, hayvanların karınlarının doyurulması ve bakımlarının yapılması gibi amaçlarla da kurulmuştur.
Bu araştırmada önemli bazı arşiv belgeleri kullanılmıştır.

19. Yüzyılda Urfa Sancağının İdari Yapısı ve Nüfusu
Özet
Bu makalenin temel amacı arşiv belgeleri, Halep vilayet salnameleri ve araştırma-inceleme eserler ışığında Urfa sancağının idari yapısı ve nüfusu hakkında bilgilere ulaşmaktır. Bu amaç doğrultusunda farklı tarihli Halep vilayet salnameleri, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivindeki belgeler incelenmiş ve Urfa sancağının idari yapısıyla nüfusu hakkında bilgi veren belgeler tespit edildikten sonra objektif bir şekilde yorumlanarak araştırmaya aktarılmıştır. Araştırmada Urfa sancağının sınırları içinde yer alan Birecik, Suruç, Rumkale ve Harran kazalarıyla bu kazalara bağlı nahiyelerin idari, demografik, kültürel, sosyal ve dini yapısı hakkında önemli bilgilere yer verilmektedir.

19. Yüzyıl Sonlarıyla 20. Yüzyıl Başlarında Ra’sü’l-Ayn Çiftliği’nin Gelir ve Giderleri
Özet
Bu makalede Rasülayn Çiftliği’nde üretim ve barınma amacıyla inşa edilmiş olan binaların sayıları ve mahiyetleri, çiftliğin aylık ve yıllık gelirleri, 19. yüzyılın son çeyreğinde çiftliğin hasılatı, Rasülayn Çiftliği’ndeki değirmen ve bostanlarının hasılatı, çiftliğin aylık ve yıllık giderleri, çiftlikte çalışan memurlara ödenen maaşlar ve çiftliğin gelirlerinin eğitim kurumlarına harcanması hakkında bilgiler verilmektedir. Yukarıda belirtilen başlıklar açıklanırken de ilk başvurulan kaynaklar birinci elden kaynaklar olan Osmanlı arşiv belgeleri olmuştur. Arşiv belgelerinde yazılan bilgi ve veriler transkripsiyon edildikten sonra içeriğine göre sınıflandırılmış ve yorumlanarak araştırmaya dâhil edilmiştir. Ayrıca konuyla ilgili literatür araştırması yapılmış olup Rasülayn tarihi hakkında bilgi içeren araştırma ve inceleme eserlerden de faydalanılmıştır.

Tarsus ve Silifke’deki Atatürk Çiftliklerinin Denetlenmesi
Özet
Üç ana bölümden oluşan bu makalenin konusu 20. yüzyılda Mersin vilayeti dâhilinde bulunan Tarsus’taki Piloğlu, Silifke’deki Şövalye ve Tekir Atatürk çiftlikleridir. Çalışmanın birinci bölümünde Atatürk çiftliklerinin kurulması hakkında genel bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümünde Tarsus’ta Piloğlu, Silifke’de Tekir ve Şövalye çiftliklerinin kurulması, 1937 yılında Mustafa Kemal’in isteği doğrultusunda Ankara’daki Orman Çiftliğinin, Tarsus’taki Piloğlu Çiftliğinin, Dörtyol’daki Karabasamak Çiftliği ve Portakal bahçesinin, Silifke’deki Şövalye ve Tekir çiftliklerinin, Yalova’daki Baltacı ve Millet çiftliklerinin hazineye devredilmesi üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümünde ise Tarsus ve Silifke’deki çiftliklerin 1938 yılında Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumuna devredilmesi ve bu kurumun 1945-1946 yıllarında Piloğlu ve Tekir çiftliklerini denetlemesine değinilmiştir. Bu denetleme sırasında müfettişler tarafından çiftliklerdeki ekim sahaları, ziraat aletleri, nakil vasıtaları, ağaçlandırma işleri, bina ve arazi durumları hakkında raporlar hazırlanmıştır. Bu raporlarda çiftliklerdeki sorunlar ve bu sorunların çözümlerine dair tavsiyeler yer almaktadır.